Türk'e Kefen Biçmek
Efendiler, kendinize gelin! Türk’e kefen biçmek kimsenin haddi değildir.
“Ne mutlu Türküm diyene!” sözüne karşı çıkanlar kendilerini ne sanıyorlar? Hangi ülkede yaşadıklarını bilmiyorlar mı? Türk’e, Türk’ün bayrağına, Türk’ün diline, Türk’ün mutluluğuna dil uzatanlar, el uzatanlar hangi makamda olurlarsa olsunlar, arkalarına kimi, kimleri alırlarsa alsınlar akibetlerinin zeval olacağını düşünmüyorlar mı? Türk milletinin arkasında nasıl bir tarih olduğu akıllarına gelmiyor mu? Yok oldu sanıldığı zaman bu milletin neler yaptığını, hangi mucizeleri yarattığını bir daha görsünler! Bunları yaman işler olmasın diye yazıyorum. İş işten geçmeden herkes aklını başına alsın diye yazıyorum.
Asıl aldanış burada. Türk’ün vatanına ortak olacağını sananların veya Türk’ün vatanından bir parça koparacağını sananların asıl aldandıkları nokta burası. Bu müzakerecileri Türk’ün kendisi sanıyorlar. Türk’ü, görünenden ibaret sanıyorlar. Arkada dağlar gibi duran tarihi, göğüslerin içinde saklanan volkana benzer ruhu görmüyorlar. Binlerce yıllık dili, edebiyatı, musikiyi, kültürü; Kosova’dan Türkistanlara dek toprağı süsleyen kubbeleri, minareleri, türbeleri görmüyorlar. Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan’ı bilmiyorlar. Öpkem kelip oğradım / Arslanlayu kükredim / Alplar başın toğradım / İmdi meni kim tutar diyen Kaşgarlı Mahmud’un yiğitlerinden haberleri yok. Olmuşuz can ile billah Gazâyi teşne / Kanını düşmen-i dînin içeriz su yerine diyen Gazi Giray Han’ı hiç bilmiyorlar. Can sağ iken yurt vermeniz düşmana diyen Çıldırlı Âşık Şenlik’ten de haberleri yok. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız / Tufanları gösteren tarihlerin yâdıyız / Kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti / Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbânıyız sesleri de mi kulaklarınızda çınlamıyor? Haydi bakalım, Harbiye Marşı’nı da mı değiştireceksiniz? Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl diye haykıran İstiklâl Marşı’nı da mı değiştireceksiniz? Hangi tarihle, hangi edebiyatla, hangi dille, hangi kültürle, hangi yürekle? Kendi gücüne güvenmeyip ondan bundan, Avrupalardan, Amerikalardan medet uman zavallılıkla mı? Ağzını açtıkça, tıkıldığı delikten çıkarılmaktan bahseden, fedakârlıktan nasip almamış sahte yürekle mi?
Türkçe’nin en nazik hitabıyla sesleniyorum: Efendiler, kendinize gelin! Türk’e kefen biçmek kimsenin haddi değildir!